Steel Thunderbolt

Steel, Yıldırım Adasında doğmuş ve 12 yaşına kadar çok mutlu bir hayat sürmüştü.
Ada halkı Mucize Adasından kendilerine armağan edilen Yakut adı verdikleri sıradan değersiz bir taş parçasını andıran cisme göz kulak olmaktaydılar, bu taş parçası her ne kadar yolda görebileceğiniz herhangi bir taşa olağanüstü benzese de içinde birçok sihirli gücü barındırmaktaydı.

Tabiki bu da bütün diğer adaların dikkatini onların üstüne çekmekteydi, Mucize Adası'na savaş açmaya cesaret edebilecek hiçkimse yoktu çünki o adada herşey ada halkının isteğine göre şekilleniyordu,adaya kötü niyet ile ayak bastıklarında kendilerini birer buz kalıbı yada balçık olarak bulabilirlerdi, hiç belli olmazdı.

Diğer yandan, Mucize adasındaki Yıldız Taşları (Yıldırım Adasına hediye edilen taş) inanılmaz derecede güçlüydü, onu ellerinde tutana akıl almaz güçler bahşediyordu, bu nedenle diğer bütün adalar Yıldırım adasının Mucize adasından aldığı taşa göz koymuştu, sonuç olarak Yıldırım adası halkı sakin, sessiz, daima mutlu ve tembeldi.

Ama onların bu hali sadece fırtına öncesi sessizliğin mükemmel bir kopyasıydı...

Mucize Adası gizelmi Yıldız Taşlarından birini o adaya boşuna vermemişti, onlar, Yıldırım Adasında yaşayan herkesin çok büyük güçlere sahip olduğunu biliyordu, her bir birey o kadar güçlüydü ki Mucizeler yaratma ve ada içindeki olayları isteklerine göre düzenleme gücüne sahip Mucize Adası sakinleri bile onlardan korkmaktaydı.

Bu nedenle Yıldız taşını Yıldırım adasına armağan ettiler, akla gelebilecek en korkunç yaratıklar Mucize adasının Yıldız taşlarına sahip olmak istemekteydi ve onlar da Mucize adasına ayak bastıklarında ne olacağı hakkında en ufak bir fikre sahip değillerdi ancak, Yıldırım adasının miskin halkının elinden Yıldız taşını almak bebeğin elinden şekerini almak kadar kolay bir işti.

En azından onlar öyle sanıyordu.

O acı gün, çok muhteşem bir savaş başladı, Dünya'nın dört bir tarafından gelen sayısız yaratığın Yıldırım adası ile arasında kopan bir savaş çevredeki birçok adayı haritadan sildi, kendilerine bahşedilen muhteşem güçler bile ada sakinlerinin tek tek katledilmesine engel olamadı, Steel korku ile Yıldız taşının tutulduğu anıtın yanına saklanmıştı, ailesinin ve dostlarının tek tek katledilişini saatler boyunca izledi, geriye ada halkından sadece 4-5 kişi kalmıştı ki adayı istila eden yaratıklardan biri Yakut'a doğru gitmeye başladı..

Steel kararsızdı, herşeyden önce ne kadar güçlü olduğunu yada rakibinin ne kadar güçlü olabileceğini bilmiyordu, gücünü bilmeden bir rakip ile dövüşe başlamak kuşkusuz tam bir ahmaklıktı ama içindeki kine ve vücuduna yayılan o yoğun adrenalin dalgasına ne yazık ki engel olamadı.

İstilacı Yakut'u eline aldı, içini kendi saf kötülüğü ile doldurdu ve Yakutun gücünü emmeye başladı, Steel istilacının arkasından gelip var gücüyle bir tekme savurdu ve istilacı Yakut'u elinden düşürdü, Steel yakutu kullanmayı denemeye karar verdiği an bunu hayatının son birkaç senesinde feci şekilde ödeyeceğinden habersizdi.

Bir fırtına koptu, etrafta yıldırımlar uçuşuyordu ama hiçbiri yere inmiyordu, hepsi Steel'in genç vücuduna akıyordu, biriken güç çok fazlaydı! Ve herşeyden önemlisi istilacının Yakut'un içine saldığı o kötülük karşı konulamayacak kadar acı vericiydi ve olan oldu, Steel kendisini beyaz tüylerinin yerine koyu yeşil, kahverengi çizgilerinin yerine derin bir siyah ve ellerinin yerinde bir çift pençe belirmiş bir yaratık olarak buldu ve işte Dark Emperor ilk kez o zaman konuştu...

''Yönetimi ben devralıyorum ufaklık!''
Steel inanılmaz bir acı hissetti, beyninde kendisinin olmayan bir bilinç vücudunu ele geçirmeye çalışıyordu, o kadar güçlüydü ki bunu başardı da.
Dark Emperor geçen 2 yıl boyunca Steel'in bedeninde hüküm sürdü ve sayısız yıkımın sorumlusu oldu, Steel o güne kadar ona karşı koyamamıştı ama o gün, Yıldırım adası felaketi yaşanmadan önce farklı yerleri gezmek görmek ve tecrübe edinmek amacı ile adadan ayrılan Electra (Steelin kuzeni) adaya geri dönmüştü ve kasvetli adada Yakut'un muhafaza edildiği anıt tan başka hiçbir yerde 1 gram yaşam belirtisi olmadığını görünce şok oldu, Anıta gitti ve Dark Emperor ile karşılaştı.

''Sende kimsin! Burda neler oldu! Ailem..! AİLEM NERDE! ARKADAŞLARIM NERDE!!! ''

''Çok ses çıkarıyorsun ucuz fahişe kapa çeneni! '' -!

Dark Emperor hayatının hatasını yapmış ve Electra'ya bir tokat sallamıştı, o anda Electra'nın yere yığılması ile beyninde inanılmaz derecede kuvvetli bir acı belirdi ve şu sözleri duydu;

''Bu bardağı taşıran son damlaydı kahrolasıca iblis! ''

Müthiş bir güce sahip olan Karanlık İmparator, birden bütün acıyı unuttu, tekrar vücudunun kontrolü ona geçmişti, beyninde vızıldayan o zavallı çocuğun sesi kesilmişti.

Emperor: Bumuydu? bardağını taşırmamı bir anlık gıdıklama ile mi ödetecektin? MWAHAHAHAHAHA
Ve arkasından zor duyulan hırıltılı bir ses yükseldi
Steel: Tekrar düşün...

Emperor yaşadığı şokun ardından 2. kez şok oldu,

O kontrolünü eline aldığı cılız çocuk çırılçıplak karşısındaydı , hertarafı kan içindeydi , kinle ona bakıyordu.
Emperor işte o anda durumu anladı, Steel'in vücudundaydı evet, ama Steel, Emperor'ün sırtından bir vücut ile fırlayıvermişti, bu kahrolası şey nasıl mümkün olabilirdi ki!

Her ne olursa olsun o veletten çok daha güçlüydü, 10 kat daha? 40? belkide 100 kat daha güçlüydü! Şapşal çocuk bir vücutla fırlayıvermiş ise ne olacaktı ki?

Cevap acı bir şekilde yüzüne duvar gibi çarptı, aslında yüzüne çarpan öfkeli Steel'in yumruğuydu!
Kısa süren bir direnme aşamasından sonra Emperor acı bir şekilde can vermişti, adanın çevresindeki kasvetli hava kalkmış ve ada eski haline dönmüştü, ada halkının vahşide katledildiği gerçeği olmasa sanki son 2 sene hiç yaşanmamıştı...

Prologue bitti ama bende bittim Önümüzdeki günlerde devam edeceğim bu daha hiçbirşey sadece Steel efsanesinin başlangıcı